Kamu ve özel sektör çalışanları için eşitsizlikler, daha en başından başlar toplumsal algıda. Dayın var mı? dan başlayıp, kimsesizlikte son bulan uzun ince yol, çalışan bireyler arasında önemli ayrıcalıklar ve adaletsizliklerle son bulur.
Her iki çalışma hayatındaki; İş güvencesi, sosyal haklar, emeklilik olanakları başta olmak üzere oluşturduğu derin farklar, iki farklı ülkede yaşıyormuş algısına yol açmaktadır. Bu durum, toplumda adaletsizlik ve güvensizlik duygularını tetikleyerek sosyal dengesizliklere neden olmaktadır.
İş güvencesi, en derin adaletsizlik noktasını oluşturur. Yalnızca bu fark bile başlangıç noktasından on yıllık bir perspektif değerlendirilecek olursa. Iş güvencesinin katkısı ile özel sektör belirsizliğinin ulaştıracağı noktalar çok farklı olacaktır. Bu noktaların da ötesinde, iş kaybetme korkusunun yol açacağı istikrarsızlık ve psikolojik gerilim, ciddi bir yıpranma ile son bulacaktır.
Ücret farkları, özlük hakları ve emeklilik olanaklarının yol açtığı eşitsizlik duygusu, adaletsizlik algısını güçlendirmesi bir yana, kast sistemini çağrıştırmaktadır.
Kamu ve özel sektör çalışanları için eşitsizliklerin en büyüğü ise sağlık ve kaliteli yaşam süresidir. Bilimsel makalelere konu edilerek kanıtlanmıştır ki; Kamu sektöründe çalışan kişilerin özel sektörde çalışan kişilere göre belirli rahatsızlıklara yakalanma ihtimali daha düşüktür.