52 haftalık yılda, 52 adet şirketin halka arz edildiği, yüz milyona yakın yatırımcıdan, kapanın elinde kaldığı halka arz furyası yılını kapattık nihayet. Halka arzın ilk planlama aşamasında bezirgandan başlayıp, ilk işlem günü satana kadar kim varsa arada, hassas bir adalet terazisinde tartabilsek, kaç okka geldiklerini bir liste halinde ilan edebilseydik kamu aleme. Bir görebilseydik, kaçı şairin dediği gibi “tam okka dört yüz dirhem” gelecek.
Bilgi suistimali yapan var mı? Piyasa dolandırıcılığı var mı? Usulsüz halka arz ve izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri yürüten var mı? Yasal defterlerde, muhasebe kayıtlarında, finansal tablo ve raporlarda usulsüzlük var mı? Güveni kötüye kullanma ve sahtecilik, bilgi ve belge vermeme var mı? Denetimin engellenmesi, sır saklama yükümlülüğünün ihlali var mı? Bizim memleket de olmaz da yine de kapının kilitli olduğunu görmek istiyor insan.
Öyle bir halka arz furyası yaşadık ki memleketçe, finansal okur yazarlık düzeyimiz tavan oldu. Esprilerimizi finansal jargonlar süsledi. Halka arz fıkraları külliyatı oluştu. İnfluencer yurttaşlar boş durmadı elbette, “Gerçek Kesit” tadında skeçlerle doldu sosyal medya evrenimiz. Yetmedi tribünlerde hayali markalar yaratıp arz ettik halka.