Memleketimin her bireyi, bilir kişi makamındadır. Siyaseti bilmeyeni yoktur mesela. Mike Hammer ayarında dedektif, Jeff Bezos düzeyinde girişimcidir. Tırtılın karnını neşe ile doyuran, Ahmet Hamdi Tanpınar seviyesinde şairdir, Baudelaire' den araklaması bile şairane. Ekonomi bilmeyenin toplumdan dışlandığı yerdir ülkem, elini sallasan bilgeye çarpar. Erkeği adam gibi, hatunu Osmanlıdır bu toprakların. Hukuktan mimarlığa, yer bilimden insan haklarına, güvenlik politikalarından tarihe, kendini donatmış, “Artık Her Şeyi Bilecek Kadar Genç Değilim” diyen ak saçlı bilgelerin cirit attığı vatan.
İstatistik bilimi ile gerçeklere ulaşamazsınız bu coğrafyada. Rakamların, oranların boşa çıktığı denklemin sonucu gibidir, sağlama yapamazsınız. Kalkınma planlarının şehrinde, taraftarlıktan partizanlığa uzanan yolda, masumane bir fikir beyanı, bir sabit fikirde anlaşılmaz olur. Ak karaya dönüşür, Allah bir dese inanmam diye başlayan, argo jargon tüm toplumu ele geçirir. Nuh deyip peygamber dememekle vücut bulmuş inatçılıkta sona erer. Sona erdiği yerde, atmosfer umudun yaşaması için uygun değil.
Yine de umut edersin, istatistiklere bel bağlarsın. 2024 verilerine göre; Altmış beş yaş üzeri nüfus 8 milyon 722 bin 806 kişidir. Düşünürsün ki en azından bunlar kabul etmiştir her şeyi bilmediğini. Ya da 16 milyon emekli dersin, belki onlar hatalarından dersler çıkarmış, her şeyi ben bilirimden az ötede duruyordur dersin. Şairin dediği, umut fakirin ekmeği.**
Bencillik ve tahammülsüzlüğün soğuk derinliklerinde, Umudun vurgun yediği yerdir Ankara. Nazım paşanın yazıp yönettiği “Bre biz Osmanlıyız bizde adam çoktur” un ikinci perdesi sahneleniyor. Hükümeti eleştirsen vatan haini, muhalefete bir çift laf etsen yandaş olursun. Spor camiamız, Roma arenası gibi, spordan uzak ölümüne, gücü yeten yetene, arenada bitmeyen işler kapalı kapılar ardında bitiriliyor. Tarihi şahsiyetler bile paylaşılmış, isimlerine iliştirilmiş etki alanlarına göre, parsel parsel.
Markette, toplu taşımada, kuyrukta, trafikte, işte, evde tolerans eşiğimiz yerlerde. Bilinç altımızda, vahşi hayvanlar tepişiyor. İnsanlığımızı kaybettik, mutsuzluğumuzun bir yerinde. Rihter ölçeği ile sarsılırken toplumsal bütünlüğümüz, coğrafyamızdaki fay hatlarına dönüştü. Paramparça.
* Her şeyi bilecek kadar genç değilim. Oscar Wilde
